AK Parti Seçim İşleri Başkan Yardımcısı ve İstanbul milletvekili Halide İncekara Yeni Şafak gazetesi köşe yazarı Fatma Barbarosoğlu ile meclisin kadınları üzerine kısa bir söyleşi yaptı. Barbarasoğlu`nun köşesinde kaleme aldığı söyleşi ise şöyle;
“Milletvekilliği cinsiyetlerimizle değil karakterlerimizle yapılan bir şeydir”
“Başörtülü aday yoksa oy yok” kampanyası kadınlar arasında çok ses getiren bir kampanya oldu.(İHL sözlüğe bakılırsa erkekler de kampanya hakkında ciddi bir mesai harcıyor.)
AK Parti Seçim İşleri Başkan Yardımcısı görevini yürüten her gün onlarca aday adayı ile görüşme yapan AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara ile “Meclis”in kadıları üzerine mini bir söyleşi yaptım.
Buyurun!
Kendinizi Nasıl Tanımlıyorsunuz? Vekil mi? Kadın vekil mi?
Toplum ‘kadın vekil’ ifadesini sevdi. Bunu en çok bir konuşma yapmak için kürsüye çağrılırken hissediyorum. Anons genellikle “bayan milletvekilimiz Halide İncekara” oluyor. Sanki “bayan” sıfatı milletvekili sıfatımızın önüne eklenmese kürsüdeki beni algılayamayacaklar… Bu belki T.B.M.M çatısı altında az olmanın ya da AK Parti iktidarı ile kadın milletvekili olarak yeni yeni görünür olmanın bir sonucu. Belki kadın parlamenterleri “kadın” sıfatı ile tanımlayarak bizlere artı bir değer kattıklarını düşünüyorlar. Hem milletvekilli! Hem de kadın!
Kadınların siyasetteki yerine dair bir çalışma yapmış olduğunuzu duyduk…
Evet. Siyasette kadını konuşmak kadar kadının dünyasındaki siyaseti de konuşmalıyız. Yoksa yol almamız mümkün olmaz. Bürokraside, sivil toplumda, özel sektör yönetici kademelerinde, basında, görünür olan her yerde, fonksiyonel kademelerde olmayan kadını parlamentoya taşımanın kolay olmadığını bilmeliyiz. Bu iddialarımın doğru olup olmadığını görebilmek için T.B.M.M ‘ye giren kadın milletvekillerinin meslek, kariyer, akrabalık-aşiret ve tanıdık ilişkileri ile siyasette kalma süreleri ile ilgili şimdilik küçük bir çalışmam var. Kısa süreli yapılan bu çalışma ise beni haklı çıkartan veriler içeriyor.
Kadın Vekillerin “yukarıdan” geldiğinizi söylüyorsunuz…
TBMM ye gelen kadınların sivil toplum, yönetici, akademisyen ve bürokrat kimlikleri var.
Buralarda başarıyı yakalayanlar siyasette aktif ve kalıcı olabilmişler. Yerel seçimlerde kadınlarımızın belediye başkanlığı için aday adaylığı müracaatları ile milletvekilliğine müracaatları arasında ciddi uçurumlar var. Size bir başka örnek vermek istiyorum, siyasete giden yolda çok önemli bir basamak olan partilerin il ve ilçe başkanlığına müracaat sayıları yok denecek kadar az. Buralarda olmayan kadını parlamentoya taşımanın zorluğunu kamuoyunun dikkatine sunuyorum.
Sizce vekil olmak ile kadın vekil olmak arasında ne gibi farklılıklar var?
Kadın vekil olduğumu en fazla hissettiğim yer ise T.B.M.M çatısı altında kurulan komisyonlar. Komisyonlarda şu ifade gayri ihtiyari olarak kullanılır: “Bir iki de kadın olsun dedik.” Oysa ben zekâm, çalışma azmim ve ürettiğim değerlerle o komisyonda olmayı tercih ederim. Kadın olduğum için değil.
Başörtülü vekil yoksa oy yok kampanyasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Milletvekilliği cinsiyetlerimizle değil karakterlerimizle yapılan bir şeydir. Başörtüsü konusunda Üniversitedeki yasakları onaylayanların, seçilerek meclise giren arkadaşımızı, T.B.M.M’den dışarı çıkaranların ve onların destekçilerinin bugün başörtülüleri mecliste istiyormuş gibi görünmelerinin samimiyetini sorgulamalıyız. “Başörtülü vekil yoksa oy yok” kampanyası CHP ve MHP için olmalı. Çünkü AK Parti bu yüzden Kapatma davası ile karşı karşıya kalmış bir parti. CHP, İzmir 1. Sıra, İstanbul 1. Sıra başörtülü aday gösterebilirlerse “kadınların siyasette temsil edilme” meselesini ciddiye aldıklarına dair bütün Türkiye’nin gözü önünde samimiyet testini başarmış olur. Çünkü kılık kıyafet özgürlüğü konusunda en büyük engel CHP ve destekçileridir.
Yakın geçmişi hatırlayalım.
MHP başörtülü aday getirdi, mecliste başını açtırdı.
CHP zihniyeti, SEÇİLMİŞ başörtülü vekili dışarı attı.
AK Parti “kadına eğitim özgürlüğü” dedi kapatma davasına muhatap oldu.
Bu manada başörtüsü konusunda kurulacak tuzaklara dikkat edilmeli. Kadınımızın eğitim ve kıyafet özgürlüğü, siyaset yapma ve her kademede temsil edilmesi hakkını savunurken rakiplerin tuzaklarına dikkat etmek gerekiyor.